Birçoğumuz dönem dönem bu dünya neden adil değil diye sormuş,
sorgulamıştır ve bir çok sohbetin ana konusu olmuştur. Geçenlerde bir belgeselde cücelikten
şikâyetçi bir kadının çektikleri vardı mesela boyu birkaç santim uzasın diye bacağındaki
kemiklerin kırılarak arasına demir konulması ve aylar boyunca o aranın dolması için
acılar çekmesi ve sonrasında aslında kısa bir insan boyutunu bile
yakalayamayacak olması… Sırf normal insanlar gibi yaşayabilmek için etraftaki
bakışlara maruz kalmamak için türdaşlarıyla insan ırkıyla aynı muameleyi
görebilmek için. Katar’ da alışveriş merkezine bazı 3.dünya vatandaşlarının
alınmadığını anlatmıştı bir arkadaşım. Savaş, açlık, fakirlik, hastalıklar...
Verilebilecek örnekler çok. Ünlü bir komedyen dünya bir ustanın değil
beceriksiz bir stajyerin elinden çıkmış olmalı demişti bir gösterisinde.
Filmin ismi Türkçeye “Mutluluğa Boya Beni” olarak çevrilmiş.
2011 yapımı Fransız animasyonu. Yönetmeni Jean-François Laguionie. İmdb puanı 7,3 .Hikaye
tamamlanmamış bir tablonun içinde başlıyor. Rengarenk bir dünya ama herkes için
öyle değil. Ressamın tamamladıkları üst sınıf kesimi oluşturuyor. Şatolarda
yaşayan kibirli zenginler. Yarımlar denilen sınıf ressamın belirli kısımlarını
eksik bıraktığı orta sınıf. Kiminin saçı renksiz kiminin yüzü kiminin kıyafeti.
En zavallıları eskizler denilen çizim, karalama halinde bırakılmış olanlar. Köleleştirilmişler,
itelenmişler inanılmaz zor bir hayat
yaşıyorlar. Aslında yaşadığımız dünyanın daha masum bir anlatımı gibi.
Yarımlar ve eskizler hep ressamın geri dönüp tabloyu
tamamlayacağı ümidiyle yaşıyorlar. Tamamlanmışlar ressamın dönmeyeceğine,
bilinçli olarak onları tam diğerlerini eksik bıraktığına, kendilerinin
ayrıcalıklı ve özel olduğuna inanıyorlar. Şatoya yerleşmişler ve diğer
sınıfları önünden bile geçirmiyorlar. Bunca ayrımcılığa rağmen tamamlanmışlar
ve yarımlar arasından genç bir çift çok güzel bir aşk yaşıyorlar ama bunu iki
sınıfta kabullenmiyor. Gizli saklı görüşüyorlar ama sürekli tetikte ve
tehlikedeler.
Filmde gelişen olaylar sonucunda bir tamamlanmış, bir eskiz
ve bir yarım tabloyu bitirmesi için
ressamı aramaya çıkıyorlar. Ressamı ararken farklı tablolara geçip
farklı dünyalarla karşılaşıyorlar. Yaşadıkları maceralar izleyeni içsel, dinsel,
hayata dair, eksikliklerine dair bir sorgulayışa itiyor.
Ressamı bulabiliyorlar mı , tablo tamamlanıyor mu , neler yaşanıyor merak ettiyseniz daha fazla
spoiler vermeyip izlemenizi tavsiye ediyorum, Persepolis’ten sonra izlediğim en
güzel animasyondu benim için. Umarım beğenirsiniz. İyi seyirler!
3 comments:
Çok güzellll. Kesin izlemeliyimmmm :D
Fransız yapımlarına bayılırsın sen zaten :)
Yip yip yip 🐰
Post a Comment