" Zaman çarkı döner, çağlar gelir ve geçer, efsaneleşen anılar bırakır. Efsaneler solarak mit olur ve onları doğuran çağ yeniden geldiğinde mitler bile unutulur. "
**Dikkat yazının içeriğinde spoiler olabilir**
Her şey 3 yıl önce eşime yıl dönümü hediyesi ne alsam arayışımın bir sonucu olarak başladı. Zaten uzun süredir okumak istediğini biliyordum ama bilen bilir, bilmeyene; ansiklopedi kalınlığında 14 cilt 10.000 sayfalık bir fantastik edebiyat harikası olan bu seriyi ne zaman aramaya kalksak kitapçılarda dağınık dağınık bazı ciltleri eksik bulduğumuz için almaya hiç cesaret edememiştik. Sonunda yayın evine ulaşıp tüm seriyi aynı anda satın aldım. Tabii ki eşime hediyeydi ama ben ve eşimin babası da aynı anda okumak için saldırdık.Neyse ki arsızlık yapmayarak okurken benden bir kitap önce gitmesine izin verdim.
Zaten bu dünyada en sevdiğim kitap türü fantastik kurgudur ama yıllarca bilinen tavsiye edilen serilerin çoğunu okuduktan sonra okumaya değer pek bir seri bulamıyordum.Hani bu dünyadan tiksinip bambaşka bir hayal dünyasında ikinci yaşam sürdüren bir insan türü vardır ya işte ben de onlardanım. Zaman Çarkı'nın yazarı muhteşem insan Robert Jordan sayesinde şu kabus gibi bombalar,saldırılar,ölümlerle,korkularla geçen Ankara günlerimde benim için tutunacak en güzel dal oldu.Galiba Ankara'da en yakın arkadaşım Robert Jordan'dı diyebilirim.
Son kitap biteli 3 gün oluyor ve yaşamış olduğum boşluğu size tarif edemem.Her akşam en iğrenç günün sonunda bile o kitaplara gömülmek, kahramanlarıyla müthiş bir bağ kurup onları aileden biri olarak görmek bambaşkaydı.
Kitapta, Işık olarak bilinen ve seri boyunca kendisinin hiç bir aksiyonunu müdahalesini görmediğimiz tanrı, yedi adet her biri bir çağı temsil eden ve Tek Güç ile dönen Zaman Çarkı'nı yaratır. Zaman Çarkı ise tüm canlıların yaşamlarını,olayları,evreni içeren Desen'i dokur.Çağlar sürekli gelir ve geçer.Çark sürekli döner.Evrende tek gücü kullanabilen insanlar vardır. Dişi olan güce saidar erkek olana saidin denir.
Bir de Karanlık Varlık (The Dark One) diye bildiğimiz Shai’tan var.Gecenin çobanı,Yalanların Babası olan Karanlık Varlık evrende şeri ve kaosu temsil eden kozmik bir güçtür.Işık, evreni yarattığı sırada yaratımına zarar vermemesi için Shai'tan 'ı zindana hapseder. Karanlık Varlık'ın amacı zindanından çıkıp tüm yaratımı ele geçirip, kaos getirmek, kendi varlığını dünyada sürdürmek ve zaman çarkını parçalamaktır. Alacakaranlık Efendisinin davasının peşinde koşan ona yardım eden kendilerine "Seçilmiş" diyen diğer insanlar tarafından "Terkedilmiş" olarak bilinen tek güç konusunda muazzam bilgilere sahip çok güçlü lord ve leydileri vardır.
Efsaneler Çağı denilen çağda Karanlık Varlık, Terkedilmişlerin yardımıyla zindanında çatlaklar açıp dünyaya dokunmaya başlayınca o dönemin erkeklerinin ve kadınlarının tek güçte en iyisi olan Lews Therin Telamon namı diğer Ejder(Dragon), Işığın temsilcisi olarak Karanlık Varlık'la savaşır,zindanına mühürlerle hapseder.Fakat savaş sırasında Karanlık Varlık gücün erkek tarafı olan saidin'i lanetler(lekeler) ve saidin kullanan bütün erkekleri delirmeye mahkum eder. Savaş sona erdikten sonra Lews Therin Telamon lanetin etkisiyle delirir,karısını ve çocuklarını öldürür. Ne yaptığını anladığında ise kontrolden çıkar ve dünyayı kırar,kendisi ölür ve öldüğü yerde Ejder Dağı oluşur.Bu olayın üstüne dünya zar zor kendini toparlamaya başladığında kendilerine Aes Sedai denilen,saidar kullanan, Tar Valon adındaki kulede yaşayan kadınlar,dünyayı korumak için güç kullanabilen erkekleri avlamaya ve dünyadaki tüm kral ve kraliçeleri yönetmeye başlarlar.
Fakat yeni bir çağ başladığında Shai'tan'ın zindanının mühürleri yine zayıflamaya başlar.Lews Therin Telamon'un mühürlerinde eksik olan,yanlış yapılan bir şeyler vardır.Ve efsaneye göre Ejder yeniden dünyaya gelecek, Yeniden Doğan Ejder olarak dünyayı savunmak zorunda kalacaktır.Bu savaşın sonunda Karanlık Varlık kazanırsa dünyanın sonu gelecektir.Ve kehanetleri izleyen bir Aes Sedai olan Moiraine Sedai ,ışığın şampiyonu Ejder'in yeniden dünyaya geldiğini keşfeder ve onu bulup koruyabilmek için muhafızı Lan Mandragoran ile yollara düşer.Ki sonunda yolu İki Nehir denilen unutulmuş,ufak bir bölgeye düşer.Yeniden Doğan Ejder'i orada bulacağı kuvvetle muhtemeldir.
Zaman Çarkında ta'veren adı verilen,Desen'e müdahale edebilen,etraflarında hayatın akışını çok farklı yönlere çekebilen bir tür özel insan vardır.Yeniden Doğan Ejder'in de ta'veren olacağı bilinir.Fakat Moiraine Sedai, İki Nehir'de bir değil aynı yaşta 3 adet ta'veren gençle karşılaşır.Bu dünyada görülmesi imkansız olaylardan biridir,ufacık bir kasabada 3 adet ta'veren! Köy saldırıya uğrayınca Moiraine Sedai ,Rand Al'Thor, Perrin Aybara, Matrim Cauthon isimlerindeki gençleri, saidar konusunda yeteneğini olduğunu keşfettiği ve yetiştirilmesi için kuleye götürmek istediği Egwene Al'Vere'yi yanlarına alıp kaçar.Tabii ki köyün çok genç yaşta bilgesi olmuş huysuz Nynaeve al'Meara'da arkadaşlarını sinsi Aes Sedailer'den koruma düşüncesiyle peşlerinden gelir.Ve olaylar 14 cilt boyunca akar gider.
Ufacık bir köy dışında dünyayı hiç görmemiş 4 gencin nereden nerelere geldiklerine inanamazsınız. Sanki onlarla beraber büyüyüp olgunlaşmış, gelişmiş, bambaşka bir hayat yaşamış gibi hissettim son sayfayı da bitirip kitabı kapattığımda.Karakterler çok insani.Onlara kızıyorsunuz,sinir oluyorsunuz,onlarla gülüp onlarla ağlıyorsunuz,onlarla ihtişam kazanıp onlarla birlikte dibe vuruyorsunuz.
Elbette kitap sayısı ve kalınlığının da bir getirisi olarak çok fazla yan karakter var.Saydığım isimlerin dışında da ana karakterler ekleniyor hikayeye. Son iki kitapta bile yeni bir karakter hikayeye dahil olmuştu,gerisini siz düşünün. Zaman Çarkının dünyasında çok çeşitli halklar ,ülkeler var. Benim aklımda kalanlar Andor, Cairhien,İllian,Tear,Mayene,Shara,Far Madding,Doman,Mayene,Kandor,Saldea,Murandy,Tar Valon, Aiel'lere ait Kıraç,Afet,Tarabon,Seanchan,Malkier vs. Adını saymaya unuttuklarım vardır elbet.Ve bunların aralarındaki bitmek bilmeyen taht kavgaları.Karanlık Varlık'ın dünyaya dokunuşları,entrikalar,aşk,savaş,siyaset,güç,macera her şey bu kurgunun içinde.
Hakkında saatlerce konuşabilirim veya yeni bir yazıyla kitap hakkında bir şeyler daha yazabilirim.Büyüsünden kurtulabileceğimi hiç sanmıyorum, hayatımda girip çıktığım en güzel evrenlerden birisiydi.Şimdi dizisinin çekileceği söylentileri var fakat bir yandan izlemeyi çok istesem de bu kadar detaylı dokunmuş uzun bir serinin kırpılarak rezil edilebileceğinden korkuyorum. Umarım harika bir yönetmenin,senaristin,yapımcının eline geçer ve o büyüye yeniden kapılabilirim.
Yazımı bitirirken şu detayı da vermek istiyorum kitabımızın yazarı Robert Jordan kitabı tamamlayamadan vefat edince son 3 kitabı kendisinin hazırlamış olduğu taslaklarla Brandon Sanderson tamamlamış. Ve yazarın çok doğru bir seçim olduğunu okuyunca anlayacaksınız.Rahatsız eden,farklı gelen bir durum yok aksine harika yazdığını düşünüyorum.
Robert Jordan'ı Türkiye'ye kitap fuarına gelmesine rağmen görme fırsatım olamadı,ışık onunla olsun.Umarım bir gün Brandon Sanderson'ı görüp kitaplarını imzalatabilirim.
Işık yolunuzu aydınlatsın, her zaman su ve gölge bulasınız, şimdilik hoşça kalın.